Sular altında kalmış bir şehir… Tarihin ilk kent devletlerinden birisi… Havası aşk kokan, ressamların ve fotoğrafçıların büyülendiği Venedik’in dar sokaklarında müthiş bir gezi sizleri bekliyor…
Tarihin ilk kent devletlerinden birisi olan Venedik, Kuzey İtalya’nın doğusunda Adriyatik Denizi’nin Kuzey kıyılarında İtalya’ya bağlı olan bir ada şehridir. Yaklaşık 118 adacık üzerine kuruludur. Bu adacıkları birbirinden ayıran 170 kanal ve birbirine bağlayan 400 köprü vardır. Uzun bir köprü ile Mestre’ye bağlanır.
Venedik tarihi dokusuyla, kendine özgü evleri ve tarzıyla ziyaretçilerini kendisine aşık eden şehirlerden birisidir. Çok fazla şehir gezmiş olsanız bile Venedik ziyaretinizde sizi şaşırtacak yapılarla karşılaşacaksınız.
Venedik, geçmişte tarihin en önemli ticaret merkezlerinden birisi olarak varlığını sürdürmüştür. Bunda da Osmanlı’nın etkisi çok büyüktür. Osmanlı ile yıllar boyunca önemli ticari ilişkilerde bulunmuşlardır. Ayrıca Venediklilerin Osmanlılardan ciddi anlamda korktukları da bilinir. Osmanlı, tarih boyunca yapılan savaşlarda Venedik’e ciddi üstünlük sağlamış ve yıllarca vergi ve tazminat almıştır.
Tarihten gelen münasebetler son yıllarda dostluğa dönüşmüş ve 1993 yılında Venedik, İstanbul ile kardeş şehir ilan edilmiştir.
Venedik küçük bir yer olsa da, labirent gibi bir yapıya sahip ve her an kaybolma ihtimaliniz var. Bu nedenle haritanıza bile güvenmeyin. Kaybolduğunuz yerde San Marco Meydanı tabelalarını izleyerek başladığınız yere geri dönmelisiniz.
San Marco Meydanı, Venedik’in en ünlü mağazalarının ve cafelerinin bulunduğu yer. Gününüzün bir kısmı burada geçecek. Gezinizi genellikle Venedik’in ara sokaklarında binaların dizilimine ve mimarisine bakarak geçireceksiniz.
San Marco Meydanı’ndan sonra Dükler Sarayı’nı ziyaret edebilirsiniz. Venedik’in mahkemesi olarak kullanılmış bu binanın arka kısmında bulunan Ahlar Köprüsü’nü de inceleyebilirsiniz. Çoğunluğu idam ya da müebbet hapis cezası alan mahkûmlar, bu köprüden geçer ve son bir kez Venedik’in eşsiz güzelliğine bakarak iç geçirirlermiş.
Meydandan Kuzeye doğru gittiğinizde Grand Canale (Büyük Kanal) ve Rialto Köprüsü ile karşılaşacaksınız. Orijinali ahşap olan köprü 1440 yılında onarılmış ve üzerine dükkânlar ilave edilmiş. Şu anda köprüde 24 adet dükkân mevcut. Ayrıca 16. yüzyılda o dönemin savaş gemileri geçebilsin diye köprüye açılıp kapanabilme özelliği kazandırılmış.
Avrupa’nın en geniş motorlu araç girişine yasak bölgesine sahip olan Venedik küçük olması sebebiyle rahatça gezebileceğiniz bir kent olarak dikkat çekiyor. 1 metreden dar sokaklarında 2 kişi yan yana geçerken bile zorlanabilirsiniz.
HAYAT KURTARAN BİLGİLER
Sihirli kelime: “Non Mayale”. Eğer bir restorana girdiğinizde siparişinizi verirken bunu söylemezseniz, domuz eti yemek zorunda kalabilirsiniz.
Gondola binecekseniz iyi bir pazarlık yapın. 4’te 1 fiyatına bile keyifli bir gezi yapabilirsiniz. Gezinin size pazarlıksız 80-100 Euro’ya patlayacağını bilmelisiniz..
GEZİLECEK YERLER
Grande Canale: Büyük Kanal, gondol gezisi için ideal. En güzel malikâneler bu kanal üzerinde.
Rialto Köprüsü: Tarihi köprü ve dükkânlar gezilebilir.
San Marco Meydanı: Kafeler ve ünlü mağazalar burada.
Düka Sarayı: Üst kısımda ayrıntılı bahsetmiştik.
Campanile (Çan Kulesi): 99 metrelik sade ve eski bir kule.
Saat Kulesi: 15. yüzyılda inşa edilmiş. Kadran ayıları burç sembollerini tasvir etmektedir.